8 Ekim 2019 Salı

KARS

                                                                   


                                              KARS





Anadolumuzun bu güzel iline 28 eylul 2019 tarihinde cumartesi gunu geldik. Karavanimizi merkezde bir otoparka çektikten sonra aracimizi ayirip Ani Antik kentine gittik. Restorasyon, bakim ve cevre düzeni bakimindan yetkililer tarafından  yeterince ilgi görmediğini gözlemlediğimiz, bir zamanlarin medeniyetin besigi olmuş bu antik kente bazilari “Ani harabeleri” denilmesine kiziyor. Ama ne yazik ki benim gozlemlm harabe haline gelmiş olmasiydi.


Unesco’nun dünya geçici miras listesine giren Ani antik kentini kisaca tanitayim. Kars’a 48 km uzakta,Ermenistan sinirinda ve Arpacay nehrinin kenarindadir.Bagratuni Ermenileri, bizanslilar, selcuklular, gurculer ve osmanlilara ev sahipliği yapmistir.Ipek yolunun Anadolu’ya giriş kapisiydi. Icerisinde cok sayida kilise, cami ve katedral mevcuttur. Bir rivayete gore Anadolu’da ilk caminin burada yapildigi ve Sultan Alparslan’in Cuma namazini burada kildigi söylenir. Ilk uğrak yerimiz olan, Ani katedrali; Fethiye camii, MeryemAna katedrali ve cok deprem görmesinden oturu beşik kilise olarak da biliniyor. Kulliye camii olarak da bilinen Ebu’l Manucehr kulliyesi, Sultan Alparslan Aniyi fethettikten sonra 1072 yilinda inşa edilmistir.  Bir Ortodoks kilisesi olan Grigor Pahlavuni kilisesi 982 yilindan once yapilmis olup görmeye değer. Dikkatimizi ceken bir yer de, Ani’nin karsisindaki tepenin eteklerinde cok sayida magaralarin olmasiydi. Burasi, Ani kurulmadan once insanlarin yasadiklari yerlermiş ve mağaralarda 20.yy a kadar insan yasiyormus. Arpacay nehri nin karsi yakasi Ermenistan.








Medeniyetlerin besigi dediğim ve bünyesinde pekcok dini barindiran Ani’de Zerdust tapinagi da mevcuttur. Ani zamaninda surla çevriliymiş, ancak su anda giriş kapisinin bulunduğu yerde kucuk bir sur ayakta kalabilmiş. 









Dikkatimizi ceken bir yer de, Ani’nin karsisindaki tepenin eteklerinde cok sayida magaralarin olmasiydi. Burasi, Ani kurulmadan once insanlarin yasadiklari yerlermiş ve mağaralarda 20.yy a kadar insan yasiyormus. Arpacay nehri nin karsi yakasi Ermenistan.







Kars’a gelmişken kaz eti yemeden olmazdi. Gerci kaz eti en fazla kar yagdiktan sonra lezzetli olurmuş ama biz yine de tadina bakalim dedik. Kars’da kaz eti sunan birçok restoran var. Biz tercihimizi “PUSHKIN RESTAURANT” dan yana kullandik. Gerek etin lezzeti ve sunumu yönüyle, gerek binanin tarihsel gorunumu,gerekse işletme sahibi ve calisanlarin sicak ilgisi nedeniyle cok memnun kaldik. Herkese tavsiye ederim. Fiyatlar makul, hatta cok uygun diyebilirim.





Kars’da tas bina yapilarinda ve caddelerde rus baltik mimarisi izleri goruluyor. Caddeler ve kaldirimlar geniş. Caddelerde birçoğunun ruslardan kalma tas binalarda, modern gorunumlu cafe ler dikkatimizi cekti. Cafelerinde bay-bayan cay yada kahve içerek sohbet ederken gordugumuz Kars’da kisa bir an için Prag’da yada Paris’deymisiz duygusuna kapildik. Hala ne yazik ki, pekcok insanlar tarafından cinsiyet ayriminin yapildigi ve kadinin pekcok yerde ikinci sinif olarak goruldugu ülkemizde ,Kars sokaklarinda  bu tur yerleri görmek insani cok rahatlatıyor.

Gorulmesi gereken yerler cok. Bizim görebildiğimiz yerler: Kars kalesi,  Evliya Camii, Harakani Turbesi, Tas Kopru, Asiklar (Halk ozanlari) heykelleri,  Osmanlidan kalma MazlumAga hamami.

Kars kalesi, Anadolu Selcuklu Devleti olan Saltuklu beyliği tarafından MS 1153 de yapilmis, 1579 da Osmanli Padisahi III.Murat’in emri ile Lala Mustafa Pasa tarafından onarilmistir. 



Anadolu’ya ilk gelenlerden olan Ebu’l Hasan Harakani 1033 yilinda Kars’da sehit düştükten sonra Sultan Alparslan’in Kars’i fethettikten sonra Harakani Kulliyesi olarak yaptirdigi külliye daha sonra Osmanli döneminde 1579 da Lala Mustafa Pasa tarafından genişletilerek camiye donusturulmus ve Evliya camii adini almistir. Harakani türbesi de burada bulunmaktadır.










Kars kasari, kars bali almadan Kars’dan ayrilmak olmazdi. Biz de aldik. Ve Cildir golune gittik. Bu golde sari sazan baliği ve değişik gol baliklari yasamaktadir. Golun doğu sahilinde cok sayida balik lokantalari mevcut. Gol kişin donmaktadır, balikcilar kis aylarinda buz olmuş olan gol yüzeyinde kapak açarak balik tutuyorlar. Ve bize kis aylarindaki baliğin lezzetinin cok daha iyi olduğu soylendi. Bu nedenle ve tercihimizi Ardahan dönerinden yana kullandigimiz için Cildir gol baliğin tadina bu sefer bakamadık. 











Cildir’dan sonra Ardahan’da kisa bir sure kalarak yaylalar ve Sahara dağini geçerek Artvin Savsat sinirlarina girdik.