KARS
Anadolumuzun
bu güzel iline 28 eylul 2019 tarihinde cumartesi gunu geldik. Karavanimizi
merkezde bir otoparka çektikten sonra aracimizi ayirip Ani Antik kentine
gittik. Restorasyon, bakim ve cevre düzeni bakimindan yetkililer tarafından yeterince ilgi görmediğini gözlemlediğimiz,
bir zamanlarin medeniyetin besigi olmuş bu antik kente bazilari “Ani
harabeleri” denilmesine kiziyor. Ama ne yazik ki benim gozlemlm harabe haline
gelmiş olmasiydi.
Unesco’nun
dünya geçici miras listesine giren Ani antik kentini kisaca tanitayim. Kars’a
48 km uzakta,Ermenistan sinirinda ve Arpacay nehrinin kenarindadir.Bagratuni
Ermenileri, bizanslilar, selcuklular, gurculer ve osmanlilara ev sahipliği
yapmistir.Ipek yolunun Anadolu’ya giriş kapisiydi. Icerisinde cok sayida
kilise, cami ve katedral mevcuttur. Bir rivayete gore Anadolu’da ilk caminin
burada yapildigi ve Sultan Alparslan’in Cuma namazini burada kildigi söylenir.
Ilk uğrak yerimiz olan, Ani katedrali; Fethiye camii, MeryemAna katedrali ve
cok deprem görmesinden oturu beşik kilise olarak da biliniyor. Kulliye camii
olarak da bilinen Ebu’l Manucehr kulliyesi, Sultan Alparslan Aniyi fethettikten
sonra 1072 yilinda inşa edilmistir. Bir
Ortodoks kilisesi olan Grigor Pahlavuni kilisesi 982 yilindan once yapilmis
olup görmeye değer. Dikkatimizi ceken bir yer de, Ani’nin karsisindaki tepenin
eteklerinde cok sayida magaralarin olmasiydi. Burasi, Ani kurulmadan once
insanlarin yasadiklari yerlermiş ve mağaralarda 20.yy a kadar insan yasiyormus.
Arpacay nehri nin karsi yakasi Ermenistan.
Medeniyetlerin besigi dediğim ve bünyesinde pekcok dini barindiran Ani’de Zerdust tapinagi da mevcuttur. Ani zamaninda surla çevriliymiş, ancak su anda giriş kapisinin bulunduğu yerde kucuk bir sur ayakta kalabilmiş.
Dikkatimizi
ceken bir yer de, Ani’nin karsisindaki tepenin eteklerinde cok sayida
magaralarin olmasiydi. Burasi, Ani kurulmadan once insanlarin yasadiklari
yerlermiş ve mağaralarda 20.yy a kadar insan yasiyormus. Arpacay nehri nin
karsi yakasi Ermenistan.
Kars’a
gelmişken kaz eti yemeden olmazdi. Gerci kaz eti en fazla kar yagdiktan sonra
lezzetli olurmuş ama biz yine de tadina bakalim dedik. Kars’da kaz eti sunan
birçok restoran var. Biz tercihimizi “PUSHKIN RESTAURANT” dan yana kullandik.
Gerek etin lezzeti ve sunumu yönüyle, gerek binanin tarihsel gorunumu,gerekse
işletme sahibi ve calisanlarin sicak ilgisi nedeniyle cok memnun kaldik.
Herkese tavsiye ederim. Fiyatlar makul, hatta cok uygun diyebilirim.
Kars’da tas
bina yapilarinda ve caddelerde rus baltik mimarisi izleri goruluyor. Caddeler
ve kaldirimlar geniş. Caddelerde birçoğunun ruslardan kalma tas binalarda,
modern gorunumlu cafe ler dikkatimizi cekti. Cafelerinde bay-bayan cay yada
kahve içerek sohbet ederken gordugumuz Kars’da kisa bir an için Prag’da yada
Paris’deymisiz duygusuna kapildik. Hala ne yazik ki, pekcok insanlar tarafından
cinsiyet ayriminin yapildigi ve kadinin pekcok yerde ikinci sinif olarak
goruldugu ülkemizde ,Kars sokaklarinda
bu tur yerleri görmek insani cok rahatlatıyor.
Gorulmesi
gereken yerler cok. Bizim görebildiğimiz yerler: Kars kalesi, Evliya Camii, Harakani Turbesi, Tas Kopru,
Asiklar (Halk ozanlari) heykelleri, Osmanlidan
kalma MazlumAga hamami.
Kars
kalesi, Anadolu Selcuklu Devleti olan Saltuklu beyliği tarafından MS 1153 de
yapilmis, 1579 da Osmanli Padisahi III.Murat’in emri ile Lala Mustafa Pasa
tarafından onarilmistir.
Anadolu’ya
ilk gelenlerden olan Ebu’l Hasan Harakani 1033 yilinda Kars’da sehit düştükten sonra
Sultan Alparslan’in Kars’i fethettikten sonra Harakani Kulliyesi olarak
yaptirdigi külliye daha sonra Osmanli döneminde 1579 da Lala Mustafa Pasa tarafından
genişletilerek camiye donusturulmus ve Evliya camii adini almistir. Harakani türbesi
de burada bulunmaktadır.
Kars kasari,
kars bali almadan Kars’dan ayrilmak olmazdi. Biz de aldik. Ve Cildir golune
gittik. Bu golde sari sazan baliği ve değişik gol baliklari yasamaktadir. Golun
doğu sahilinde cok sayida balik lokantalari mevcut. Gol kişin donmaktadır,
balikcilar kis aylarinda buz olmuş olan gol yüzeyinde kapak açarak balik
tutuyorlar. Ve bize kis aylarindaki baliğin lezzetinin cok daha iyi olduğu soylendi.
Bu nedenle ve tercihimizi Ardahan dönerinden yana kullandigimiz için Cildir gol
baliğin tadina bu sefer bakamadık.
Cildir’dan
sonra Ardahan’da kisa bir sure kalarak yaylalar ve Sahara dağini geçerek Artvin
Savsat sinirlarina girdik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder